Gıda maddelerini bozulmadan muhafaza etme veya en az zararla koruyabilme isteği geçmiş zamanlardan beri süregelmektedir. Gıda endüstrisinin en önemli amaçlarından biri de gıdaların raf ömrünü uzatmaktır. Etkin koruma yolları olarak kurutma, dondurma veya soğukta muhafaza etme gibi yöntemler kullanılsa da günümüz teknolojisinde çok çeşitli metotlar geliştirilmiştir. Bunlardan biri de kükürtleme yöntemidir. Bu yöntemle özellikle meyvelerde hem rengin muhafazası başarılmış hem de mikroorganizmalara karşı korunma sağlanmıştır.
Kükürtleme işlemi, özellikle kayısı ve çekirdeksiz üzümlerin kurutulmasında temel işlemlerden birisidir ancak özellikle kuru kayısıda kükürt dioksit (SO2) miktarının fazla olması endüstride sorunlara neden olmaktadır.Kayısılarda SO2, kayısının sarı rengini korumak, mikrobiyal bozulmaya uğramadan uzun süre saklamak ve böylece hem görünüşünü düzeltip hem de raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılmaktadır.
Türkiye’den kuru kayısı ihraç edilen ülkelerdeki sınır değerler, Avustralya ve Yeni Zelanda’da 3000 ppm’dir. Amerika, İngiltere ve Almanya’da bu 7 değer 2000 ppm, Hollanda’da 1500 ppm, Fransa ve Danimarka’da 1000 ppm, İtalya’da 600 ppm ve Avusturya’da 300 ppm’dir.
Bu sektörde yoğun biçimde kullanılan hidrojen peroksit (H2O2) çift daldırma yöntemi de dahil olmak üzere %50 kükürt giderimi sağlamaktadır. Sürekli olarak sarf malzeme ihtiyacı duyması ve kontrol edilmesindeki zorluklar dışında hidrojen peroksit atık suda da çeşitli problemlere neden olabilmektedir. Ozon gazı ile kükürt gideriminde çok daha etkili sonuçlar alırken, sarf malzeme ve işletme giderlerinizi düşürebilirsiniz.
Bilgilerinize sunarız.